Eşcinsellik, üzerinde uzun süredir konuşulan ve hakkında pek çok yanlış bilgi bulunan bir konudur. Geçmişi en az insanlık tarihi kadar eski olan eşcinsellikte, bireyler cinsel açıdan kendi cinsiyetlerindeki kişilere yönelme eğilimindedir. Son zamanlarda yapılan araştırma ve çalışmalar ile bu durumun bir psikolojik rahatsızlık olup olmadığı açıklanmaya çalışılmaktadır.

Eşcinsellik, uzun bir süredir toplum tarafından dayatılan normlar nedeni ile psikolojik rahatsızlık ve hastalık olarak değerlendirilmiştir. Fakat doğadaki canlılara bakınca görülmektedir ki hayvanlarda bile aynı cinsiyete yönelimler olabilmektedir ve bunlar gayet doğal ve normal durumlardır. Bu durumun sık rastlanmaması, eşcinselliği anormal yapmaz. Bir durumu rahatsızlık olarak nitelendirmek için kişinin içinde bulunduğu durum yüzünden mutsuz, rahatsız, üzgün olması gerekmektedir. Eşcinsel birey, yönelim ve tercihleri için herhangi bir suçluluk duygusu hissetmiyor ve mutluluk duyuyorsa bu kişiye hasta demek yanlış olacaktır.

Eşcinselliğin Nedenleri

Eşcinselliğin ne olduğunu daha iyi kavramak için eşcinselliğin nedenlerini iyi anlamak gerekir. Toplumdaki pek çok birey eşcinselliğin kişinin kendi tercihi olduğuna inanmakta ve bu nedenle bu durumu garipseyerek kişiyi dışlamaktadır. Fakat eşcinsellik bir cinsel tercih değil cinsel yönelim olarak karşımıza çıkmaktadır. Nasıl ki pek çok kadın birey doğuştan erkeklere ilgi duyuyor ve bunun için ekstra bir çaba sarf etmiyor ise eşcinseller de doğuştan kendi cinslerine ilgi duyabilmektedir. Bununla birlikte eşcinselliği tek bir nedene bağlamak doğru değildir. Pek çok faktör eşcinsellik nedenleri kategorisi altında sıralanabilir. Bunların bir ya da birkaçına sahip bireylerde eşcinsellik görülebilir.

  • Eşcinsellikte en önemli etkenlerden biri genetik dizilimlerdir. Genetik yapı dizilişleri ve genetik yatkınlık, kişilerin eşcinsel olarak doğmasına neden olabilmektedir.
  • Vücuttaki bazı hormonların miktarları, cinsiyete bağlı olarak değişebilmektedir. Kadınlarda olan kimi hormonlar erkeklerde bulunmaz ya da az bulunur ve bunun tam tersi de söz konusu olabilir. Bu hormonlarda meydana gelen değişiklikler kişinin cinsel yönelimini doğrudan etkileyerek kendi cinsine cinsel istek duymasına neden olabilir.
  • Psikolojik etkenlerin de eşcinsellikte rolü büyüktür. Özellikle çocukluk çağında aile içi şiddet, tacize maruz kalmış bireylerde eşcinsellik görülebilmektedir. Karşı cins ile kötü bir anısı olan kişilerde de psikolojik nedenli eşcinsellik görülmesi mümkündür.
  • Cinsel işlev bozuklukları yaşayan kişiler, cinsel açıdan özgüvensiz hissederler ve bu durum da eşcinselliğin meydana gelmesine neden olabilir.

Eşcinsel Bireylere Yaklaşım

Toplumdaki özellikle dini değerler ve sosyal değerlerden dolayı kişinin kendi cinsinden birine cinsel arzu duyması kabul edilememekte ve bu durum eşcinsel bireylerde özgüvensizlik, içe kapanma gibi sorunları ortaya çıkarmaktadır. Eşcinsel bireyler, eşcinsel olduklarını ailelerine ve ebeveynlerine açıklarken çekingenlik yaşamaktadırlar. Oysaki bu durumun doğal bir şey olduğunun kabullenildiği çevrelerde bu tarz durumlar yaşanmamakta ve kişi rahatça hayatını yaşayabilmektedir. Eşcinsel bireylere yaklaşım ve durumu öğrenen kişilerin yapması gerekenler şu şekildedir:

  • Durumu öğrenen ailelerin sakin kalması oldukça önemlidir, öğrendiğiniz bilgiyi sindirmek için kendinize zaman tanıyın.
  • Pek çok aile bu durumda kendilerini de suçlamakta ve iyi bir anne baba olmadıklarını düşünmektedirler. Cinsel yönelimin anne babalıkla ve hatta kişinin kendi isteğiyle meydana gelmediği benimsenmelidir.
  • İlk zamanlar konu hakkında bilgi almak ve başkalarından tavsiye almak hem kişi için hem de çevresi için oldukça faydalı olacaktır.
  • Eşcinsel olduğunu açıklayan bireyi kesinlikle suçlayıcı şekilde konuşmayın. Konuşma ve hareketlerinizle bu kişilere destek olun. Çünkü toplum tarafından reddedilen bu kişilerde zamanla kendi içine kapanma ile birlikte depresyon sorunu ortaya çıkmakta ve bu durum çok kötü sonuçlar doğurabilmektedir.
  • Bu konuda uzman kişiler tarafından destek almaktan hiçbir zaman çekinmeyin. Anka Psikoloji Merkezi bu alanda her türlü desteği kişiye ve çevresine sağlamaktadır.

Eşcinsellik Bir Hastalık mıdır?

Toplumdaki dayatmalar nedeni ile eşcinselliğin hastalıklı bir durum olduğu sanılsa da bilimsel açıdan herhangi bir hastalık olarak değerlendirilmemektedir. Bir durumun psikolojik hastalık ya da rahatsızlık sayılabilmesi için kişiye ya da çevresine zarar vermesi, üzmesi, hayat şartlarını olumsuz etkilemesi gerekmektedir. Fakat eşcinsel bireylerin kendileri ve çevreleri dahil kimseye herhangi bir rahatsızlıkları bulunmaz. Bu durum çok eskiden beri var olan ve doğadaki hayvanlar arasında da görülebilen normal bir durumdur ve toplum tarafından sık rastlanmaması bu durumu anormal yapmayacağı için eşcinsellik bir hastalık mıdır sorusunun cevabı hayır olmaktadır.

Psikolojik olarak bu süreçten etkilendiğinizi düşünüyor ve hayat kaliteniz etkileniyorsa İzmir psikolog Anka Psikoloji Merkezinden destek alabilirsiniz.

Tavsiye Edilen Yazılar