Depresyon, ya da majör depresif bozukluk; nasıl hissedildiğini, nasıl düşünüldüğünü ve nasıl davranıldığını olumsuz yönde etkileyen yaygın ve ciddi bir tıbbi hastalık olarak kabul edilmektedir. Neyse ki depresyon, aynı zamanda tedavi edilebilirdir. Bu rahatsızlık, üzüntü hissine veya bir zamanlar keyif alınan aktivitelere olan ilginin kaybolmasına neden olur. Çeşitli duygusal ve fiziksel sorunlara yol açabilir, bazen de çalışma yeteneğini azaltabilir.

Depresyonla başa çıkmak zorlayıcı olabilir, ancak doğru stratejiler ve destekle kişiler, bu süreci daha yönetilebilir hale getirebilir. Belirtiler, en az iki hafta sürmeli ve depresyon tanısı için önceki işlevsellik düzeyinde bir değişikliği temsil etmelidir.Sevilen birinin ölümü, işini kaybetmek, fiziksel bir saldırı, büyük bir felaketin kurbanı olmak ya da bir ilişkinin sona ermesi, kişi için katlanılması zor deneyimlerdir. Bu tür durumlar, depresyona yol açabilir. 

Kayıp yaşayanlar, sıklıkla kendilerini depresyonda olarak tanımlayabilir. Ancak üzgün olmak, depresyona girmek ileaynı şey değildir. Yas süreci doğaldır ve her bireye özeldir ve depresyonun bazı özelliklerini paylaşır. Hem keder hem de depresyon, yoğun üzüntüyü ve olağan faaliyetlerden çekilmeyi içerebilir. Ayrıca önemli yönlerden de farklıdırlar. Kederde, acı verici duygular dalgalar halinde gelir ve çoğu zaman ölen kişinin olumlu anılarıyla karışır. Majör depresyonda, iki haftanın çoğunda ruh hali veya ilgi azalır.

Kederde genellikle özsaygı korunur. Depresyonda kişinin kendisini değersiz göme ve kendinden nefret etme duyguları yaygındır. Majör depresyonda düşünceler, kişinin kendini değersiz hissetmesi, yaşamayı hak etmemesi gibi düşüncelerdir. Keder ile depresyon arasında ayrım yapmak önemlidir.Depresyon, herkesi etkileyebilir; hatta nispeten ideal koşullarda yaşıyormuş gibi görünen bir kişiyi bile. Anka PsikolojiMerkezi, insanların ihtiyaç duydukları destek veya tedaviyi almalarına en iyi biçimde yardımcı olabilir.

Depresyonun Belirtileri Nelerdir? 

Depresyonda çeşitli faktörler rol oynayabilir. Örneğin, beyindeki bazı kimyasallardaki farklılıklar depresyon belirtilerine katkıda bulunabilir. Depresyon ailelerde de görülebilir. Örneğin, tek yumurta ikizlerinden biri depresyona sahipse, diğerinin hayatının bir döneminde bu hastalığa yakalanma şansı yüzde 70’tir. Benlik saygısı düşük olan, strese kolayca kapılan veya genel olarak karamsar olan kişilerin depresyona yakalanmaolasılıkları daha yüksek gibi görünmektedir.

Sürekli ihmale, istismara, yoksulluğa ve şiddete maruz kalan insanlar depresyona karşı daha savunmasızdır. Bunlarla birlikte,tiroid sorunları, beyin tümörü veya vitamin eksikliği gibi tıbbi durumlar depresyon belirtilerini taklit edebilir. Bu nedenle genel tıbbi nedenleri dışlamak önemlidir. Depresyon belirtilerihafiften şiddetliye kadar değişebilir ve belirtileri aşağıdakileri içerebilir:

• Üzgün hissetmek

• Depresif bir ruh hali yaşamak

• Bir zamanlar zevkle yapılan aktivitelere karşı ilgi ve zevk kaybı

• İştahta meydana gelen değişiklikler, rejim harici kilo alımı veya kilo kaybı 

• Uyumakta zorluk veya çok fazla uyumak

• Enerji kaybı veya artan yorgunluk

• Amaçsız fiziksel aktivitede artış 

• Hareketlerde veya konuşmada yavaşlama 

• Değersiz veya suçlu hissetmek

• Düşünmede yaşanan zorluk

• Konsantre olmada ve karar vermede yaşanan zorluk

• Ölüm ya da intihar düşünceleri

Depresyonla Başa Çıkmaya Yardımcı Olabilecek Bazı Adımlar

Depresyon, ruhsal bozuklukların en tedavi edilebilir olanlarından biridir. Depresyonlu kişilerin %80 ila %90’ı tedaviye iyi yanıt verir. Hemen hemen tüm hastalar,semptomlarında bir miktar rahatlama elde eder. Bir teşhis veya tedaviden önce, bir uzmanının görüşme ve fizik muayeneyi de içeren kapsamlı bir teşhis değerlendirmesi yapması gerekir. Bazı durumlarda, depresyonun tiroid sorunu veya vitamin eksikliği gibi tıbbi bir durumdan kaynaklanmadığından emin olmak için kan testi yapılabilir. 

Bir psikolog veya psikiyatrist gibi uzmandan destek almak, depresyonla başa çıkmaya yardımcı olabilecek adımlararasında en önemlisidir. Uzmanlar, depresyonun türüne ve şiddetine uygun tedavi planları oluşturabilir. Psikiyatristinönerdiği şekilde ilaç tedavisine başlamak ve düzenli olarak ilaçları kullanmak, depresyonun semptomları açısından onları hafifletmeye yardımcı olabilir. Bireysel terapi ve grup terapisi, depresyon ile başa çıkma konusunda etkili olabilmektedir.

Terapi, duygusal zorlukları anlama, olumlu düşünce kalıpları geliştirme ve işlevselliği artırma konularında en büyük yardımcıdır. Düzenli bir günlük rutin oluşturmak, kişinin güvende hissetmesine ve tahmin edilebilirlik sağlamasınayardımcı olabilir. İnsanlar kendilerini kötü hissettiklerinde kötü uyku düzenlerine girebilir, geç saatlere kadar uyanık kalabilir ve gün içinde uyuyabilir. Kişinin normal saatin kalkmaya ve mümkün olduğunca rutinine sadık kalmaya çalışması gerekir. 

Bir rutinin olmaması yemek yemeyi de etkileyebilir. Düzenli yemek pişirmeye ve yemeye devam etmeye çalışılmalıdır. Dengeli beslenmek ve yeterli uyku almak, zihinsel ve fiziksel sağlığı destekler. Düzenli olarak egzersiz yapmak da vücutta endorfin salgısını artırarak ruh halini yükseltebilir. Olumlu düşünce teknikleri de depresyonla başa çıkmak açısından önemlidir. Depresyon sırasında olumsuz düşünce kalıplarını fark ederek onları olumlu düşüncelerle değiştirme çabası göstermek önemlidir.

Aile üyeleri, arkadaşlar veya destek grupları ile zaman geçirmek, yalnızlık hissini hafifletebilir. Kişinin hoşlandığı aktivitelerle zaman geçirmesi, negatif düşünceleri dengelemeye yardımcı olabilir. Stresi azaltıcı teknikler kullanmak dadepresyon semptomlarını hafifletme konusunda önemlidir. Depresyon döneminde kişinin kendisine fazla yüklenmemesi ve kendisini zorlamaması önemlidir. Kişi, mutlaka kendine zaman ve alan tanımalıdır. 

Küçük hedefler belirlemek, başarı hissini artırabilir ve motivasyonu yükseltebilir. Korkularına yavaşça maruz kalan biri, depresyonun üstesinden rahatça gelebilir. Gülümseme ve güzel anıları hatırlamak, zihinsel durumu pozitif yönde etkileyebilir. Depresyonla başa çıkma süreci kişisel ve bireysel bir süreçtir. Kişinin, kendi ihtiyaçlarını ve sınırlarını tanıması, profesyonel destek alması ve olumlu adımlar atması sayesindedepresyonla daha etkili bir şekilde başa çıkılabilir. 

Psikoterapi veya konuşma terapisi, bazen hafif depresyonun tedavisinde tek başına kullanılır. Orta ila şiddetli depresyon için psikoterapi sıklıkla antidepresan ilaçlarla birlikte kullanılır. Bilişsel davranışçı terapi de depresyon tedavisinde etkilidir. BDT, şimdiki zamanda problem çözmeye odaklıdır. BDT, kişinin çarpık veya olumsuz düşünceyi fark etmesine ve düşünceler ve davranışları zorluklara daha olumlu bir şekilde yanıt verecek şekilde değiştirmesine yardımcı olur.

Bu durumda bile hayattan çekilmemek gerekir. Sosyalleşmek ruh halini iyileştirebilir. Arkadaşlar ve aileyle iletişim halinde olmak, kişinin kendisini kötü hissettiğinde konuşacak birinin olması anlamına gelir. Alkolden de uzak durmak gerekir. Bazı insanlar için alkol, depresyondayken sorun haline gelebilir. Duygularla başa çıkmanın veya duyguları gizlemenin bir yolu olarak normalden daha fazla alınabilir. Ancak alkol, sorun çözümüne yardımcı olmayacağı gibi kişinin daha depresif hissetmesine neden olabilir.

Tavsiye Edilen Yazılar