Paranoid kişilik bozukluğu hastalığının halk içindeki adı paranoyadır. Aşırı şüpheci güvensiz olan kişilerdirler. Hiç neden yokken etraflarında olan insanlardan kuşku duyar ve güvensizlik yaşarlar. Bundan dolayı da aile, arkadaş ve sosyal ilişkilerinde sorunlar oluşur. Ergenlik döneminde başlayan bu hastalık ile kişi diğer insanların kendinden faydalanacağını, kötü niyetli yaklaştıklarını düşünür.
Her insanın içinde biraz kuşku ve güvensizlik olabilir. Yaşadığı olaylar nedeniyle bu duygular ortaya çıkabilir. Zaman içinde de geçmesi beklenir. Bu duyguların saplantı halinde gelmesi durumunda kişinin paranoid kişilik bozukluğu tanısı ile İzmir Psikolog tarafından tedavisinin yapılması gerekir. Erkeklerde daha çok görülen bu hastalık genetik ya da sosyal nedenler ile ortaya çıkabilir.
Paranoid Kişilik Bozukluğu Nedir?
Kişinin sürekli olarak dikkatli ve tedbirli olmaya çalışmasına neden olan paranoid kişilik bozukluğu nedir? Bu soruya psikiyatristler Saplantı haline gelmiş ve çevresindeki herkesten kuşku duyma, eleştiriye katlanamama diğer insanların zarar vereceğinden endişe etme gibi duygu ve düşüncelerin olduğu insanların yaşadığı psikolojik rahatsızlık şeklinde cevap verirler. Sürekli bir kuşku ve endişe halinde olan bu kişilerle yaşam oldukça zordur. Hiç neden yokken eşlerinin ya da partnerlerinin kendilerini aldattığı düşüncesine kapılabilirler. Bu hastalığın tanısının koyulmasına neden olan belirtileri arasında şunlar yer alır.
- Şüphecidirler, insanlara güven duymazlar. Aleyhlerine kullanacaklarını düşünerek hayatlarındaki gelişmeleri diğer insanlarla paylaşmazlar.
- İnsanlarla arkadaşlık, dostluk kurmazlar. Onların kendilerine kötü niyetli olarak yaklaştıklarını düşünürler.
- İlişkileri olan insanlara karşı soğuk ve uzak davranırlar. Kontrolcü ve kıskançtırlar
- Kincidirler, yapılan hataları affetmezler.
- Ruh halleri nevrotiktir
- Eleştiriyi kaldırmaz ve kabul etmezler. Hiçbir durumda sorumluluk almazlar ve her zaman haklı olduklarını düşünürler.
- Sırlarını diğer insanlarla paylaşmazlar. Paylaştıkları durumlarda ise bunun kendilerinin aleyhine kullanılacağını düşünerek deliller arar ve kendini tehlikede hisseder.
- Sürekli olarak tedbirli davranmaktan dolayı rahat hissetmezler
- Vefa duyguları yoktur yaşadıkları sorunlar için ailelerini suçlarlar. Yapılan iyilikleri önemsemez kötülükleri ise hiç unutmazlar
Paranoid Kişilik Bozukluğu Görülme Sıklığı
Paranoid kişilik bozukluğu görülme sıklığı erkeklerde kadınlara göre daha fazladır. Yapılan araştırmalara göre toplumda genel görülme sıklığı%2,3 olarak değerlendirilir. Sanrıları olan kişi bu sanrıların esiri olur. Sanrılarını diğer insanlarla paylaşmasalar da onların davranışlarından ve düşüncelerinden bu durum anlaşılır.
Tedavi edilmediği durumlarda bu sanrıların esiri olan kişi diğer insanlardan uzaklaşır ve kendi iç dünyasına hapsolur. Öfkelerini kontrol edemeyen ve nedensiz kuşkular ile olmadık düşüncelere kapılan bu kişilerin cinayet ve yaralama olaylarına karıştıkları görülebilir. Bundan olayı paranoid kişilik bozukluğu tanısı konmuş kişilerle yaşayan kişilerin dikkatli olmaları gerekir.
Paranoid Kişilik Bozukluğu Teşhis ve Tedavisi
Her insana ve olaya karşı aşırı bir kuşkuculukla yaklaşan bu kişiler hasta olduklarını düşünmezler. Bundan dolayı paranoid kişilik bozukluğu teşhis ve tedavisi oldukça zor olabilir. Psikiyatrik hastalıklarda ilk aşama kişinin hasta olduğuna inanmasıdır. Kişinin buna inanması için biyolojik kanıtlar toplanabilir. Hastanın iç görüsü geliştirilmeli ve empati duymaya başlaması sağlanmalıdır. Tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hastalığın tedavisinde genellikle terapi yöntemi uygulanır. İlaç tedavisi de gerekli durumlarda terapiye eşlik eder.
Paranoid kişilik bozukluğu kendiliğinden geçmez. Hastanın mutlaka İzmir psikolog ile destek alması gerekir. Kişinin hasta olduğuna ikna olması tedavinin en önemli basamaklarından birisidir. Bu şekilde kişi yaşadığı sanrıların gerçek olmadığını kabul edebilir. Terapi ve ilaç tedavisi bir arada uygulanan kişilerin de ailelerinin sabırlı ve anlayışlı olmaları gerekir. Paranoid kişilik bozukluğu olan kişilere yalan söylenmemeli ve açık olmaya dikkat edilmelidir. Kendinizde ya da yakınınızda bu hastalığın olduğundan endişe ettiğiniz durumlarda uzman psikiyatr ile görüşmelisiniz.