Kaygı ile yaşamak çok zor olabilir ancak yardımcı olabileceği kanıtlanmış faydalı adımlar vardır. Sınavdan önce neden titrediğinizi ya da iş görüşmesi öncesinde avuçlarınızın neden terlediğini hiç merak ettiniz mi? Bu kaygılı duygular, vücudun kendisini önemli bir olaya hazırlamasının doğal bir yoludur. Ayrıca olay başladığında nasıl sakinleşmeye başladığınızı da fark etmişsinizdir. Bununla birlikte bazı insanlar, görünürde bir neden yokken kaygı veya kaygı atakları yaşar.
Endişelerini kontrol etmekte zorlanıyorsanız ve bu sürekli kaygı duyguları, günlük aktivitelerinizi yapma yeteneğinizi etkiliyorsa, bu bir kaygı bozukluğu durumu olabilir. Bazenkaygı yaşamak, yaşamın normal bir parçasıdır. Ancak kaygı bozukluğu olan kişiler, sıklıkla günlük durumlara karşı yoğun, aşırı ve sürekli endişe ve korku yaşar. Çoğu zaman, kaygı bozuklukları, birkaç dakika içinde doruğa ulaşan panik atakları içerir. Bununla birlikte, tekrarlayan ani yoğun kaygı, korku ya da dehşet duygularını da içermektedir.
Bu kaygı ve panik duyguları, günlük faaliyetleri olumsuz etkiler, kontrol edilmesi zordur, gerçek tehlikeyle orantısızdır ve uzun sürebilir. Bu duyguları önlemek için mekan veya durumlardan uzak durulabilir. Belirtiler, çocukluk veya ergenlik döneminde başlayıp yetişkinliğe kadar devam edebilmektedir. Kaygı bozukluklarının örnekleri arasında yaygın kaygı bozukluğu, sosyal kaygı bozukluğu veya sosyal fobi, spesifik fobiler ve ayrılma kaygısı bozukluğu yer alır.
Kişide birden fazla kaygı bozukluğu olabilir. Bazen tedavi gerektiren tıbbi bir durum kaygının kaynağıdır. Hangi tür kaygıya sahip olunursa olunsun tedavi ve terapi, bu durumayardımcı olabilir. İzmir psikolog Anka Psikoloji Merkezi, eğer kaygı durumuşiddetliyse veya günlük yaşamı etkiliyorsa danışanlarına en iyi şekilde destek verir. Kaygıyla başa çıkmak için bazı yöntemler denenebilir. Ancak her birey farklı olduğu için kişinin en etkili olan yöntemleri bulması önemlidir.
Kaygının Belirtileri
Kaygı, gerginlik duyguları, endişeli düşünceler ve artan kan basıncı gibi fiziksel değişikliklerle karakterize edilen bir duygudur. Kaygı bozukluğu olan kişiler, genellikle tekrarlayan müdahaleci düşüncelere veya endişelere sahiptir. Bazı durumlardan endişe duyarak kaçınabilirler. Ayrıca terleme, titreme, baş dönmesi veya hızlı kalp atışı gibi fiziksel belirtiler de gösterebilirler. Yaygın kaygı belirtileri arasında aşağıdakiler sayılabilir:
• Gergin, huzursuz hissetmek
• Yaklaşan bir tehlike ya da panik duygusuna sahip olmak
• Artan kalp atış hızı
• Hızlı nefes alma (hiperventilasyon)
• Terlemek
• Titremek
• Zayıf, güçsüz veya yorgun hissetmek
• Konsantre olmakta veya mevcut endişe dışında herhangi bir şeyi düşünmekte zorluk çekmek
• Uyumakta zorluk çekmek
• Gastrointestinal (GI) sorunlar yaşamak
• Endişeyi kontrol etmekte zorluk yaşamak
• Kaygıyı tetikleyen unsurlardan kaçınma dürtüsü
Kaygı ile Başa Çıkmada En Etkili Olan Yöntemler
Kaygı, korku ile aynı şey değildir ancak sıklıkla birbirlerinin yerine kullanılırlar. Kaygı, genel olarak yaygın bir tehdide odaklanan geleceğe yönelik, uzun etkili bir tepki olarak kabul edilirken korku, açıkça tanımlanabilir ve spesifik bir tehdide karşı uygun, şimdiki zamana yönelik ve kısa ömürlü bir tepkidir.Kaygıyla başa çıkma süreci zaman alabilir ve deneme yanılma yöntemiyle kişinin, kendi stratejilerini bulması gerekebilir.
Kaygı anlarında nefes alma hızlanabilir. Derin nefes alarak ve yavaşça nefes vererek bu süreç, yavaşlatılabilir. Meditasyon ve farkındalık, yani mindfulness teknikleri, anı yaşama ve zihni sakinleştirme konusunda yardımcı olabilir. Egzersiz yapmak, vücuttaki gerilimi azaltabilir ve endorfin salgısını artırarak ruh halini yükseltebilir. Olumsuz düşünceleri tanımak ve onları olumlu düşüncelerle değiştirmek için çaba göstermek, kaygının etkisini azaltabilir.
Arkadaş, aile veya destek grupları ile konuşmak, duygusal yükü hafifletebilmektedir. Kaygılandıran şeyin ne olduğu konusundagüvenilen biriyle konuşmak, rahatlatabilir. Birinin dinlemesi ve önemsediğini göstermesi bile kendi başına yardımcı olabilir. Kaygı, endişelenmeyi bırakmayı gerçekten zorlaştırabilir. Kontrol edilemeyecek endişeler olabilir. Düzenli bir günlük rutin oluşturmak, güvenlik hissi ve tahmin edilebilirlik sağlayabilir.
Sağlıklı beslenmek ve yeterli uyumak, zihinsel ve fiziksel sağlığın destekler. Resim yapmak, yazmak, müzik dinlemek gibi yaratıcı uğraşlar kaygıyı hafifletebilir. Karşılaşılan sorunları parçalayarak çözümler bulmak, kontrol hissini artırabilir. Eğer kaygı, şiddetli ve günlük yaşamı olumsuz etkiliyorsa, bir psikolog veya terapistten destek almak düşünülebilir. Korkulara yavaşça maruz kalınmalıdır. Örneğin, kişide yükseklik korkusu varsa yüksek bir yerde vakit geçirebilir. Bu durum, kaygının azalmasına yardımcıdır.
Kişinin kendisini şımartması, hoşlanılan aktivitelerle zaman geçirmek, negatif düşünceleri dengelemeye en büyük yardımcıdır. Yeterince uyumaya çalışmak gerekir. Uyku, zor duygu ve deneyimlerle başa çıkmada gereken enerjiyi verebilir. Düzenli yemek yemek ve kan şekerini sabit tutmak, ruh halinde ve enerji seviyelerinde fark yaratabilir. Biraz fiziksel aktivite yapmaya çalışılmalıdır. Egzersiz, zihinsel sağlık açısından gerçekten faydalı olabilir.